YILDIZ TECHNICAL UNIVERSITY FACULTY OF ARCHITECTURE E-JOURNAL

E-ISSN 1309-6915
Volume: 19 Issue: 1
Year: 2024

Current Issue Published Issues Most Accessed Articles Ahead of Print
Index and Coverage
Avery Index
DOAJ
EBSCO
Erih Plus
ESCI – Clarivate
GALE Cengage
Genamics
ProQuest
TR Dizin
TUBITAK Ulakbim
Ulrichs Web
IdealOnline
Megaron: 5 (3)
Volume: 5  Issue: 3 - 2010
Hide Abstracts | << Back
EDITORIAL
1.13. Ulusal Bölge Bilimi - Bölge Planlama Kongresi’nin Ardından
Ayşe Nur Ökten, Betül Şengezer, Yiğit Evren
Page I

FRONT MATTER
2.Megaron 2010-3 Full Issue

Pages I - VII

3.The Role of the Nation-State in Regional Development: An Evaluation Through Public Investments Between Years 1999-2009
Tolga LEVENT, Yasemin SARIKAYA LEVENT
Pages 103 - 115
Son 40 yıl, toplumsal hayatın tüm alanında önemli değişmelerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu yeni bağlam, bölgesel ölçekte eşitsizlik sorunlarını yeniden üretmekte ve bu sorunların çözümünü giderek zorlaştırmaktadır. Ulus-devletin bu sorunların çözümüne ve yarattıkları olumsuz durumları gidermeye yönelik en temel aracı, kamu yatırımları ve bu yatırımları sektörel ve mekansal olarak nasıl dağıttığıdır. Bu dağılımların incelenmesi, kamu yatırımlarının bölgesel eşitsizliği gidermenin aracı olarak mı, yoksa bir bölgeyi geliştirmek amacıyla mı kullanıldığı sorusunu yanıtlamak için de ipuçları sağlayabilmektedir. Bu çalışma, 1999-2009 yılları arasında Türkiye’de kamu yatırımlarının sektörel ve mekansal dağılımlarındaki değişmeyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu değişmenin ortaya konulması, ulus-devletin bölgesel gelişmeye ilişkin tercihlerini daha doğru olarak anlamaya olanak sağlamaktadır. Bu çerçevede, ulus-devletin değişen rolüne ilişkin arka planı tanımlayan yeni ekonomik bağlamın ele alındığı birinci bölümden sonra, ikinci bölümde, ulus-devletin ve bölgenin değişen anlamları kuramsal düzlemde tartışılmaktadır. Üçüncü bölümde bu mekansal yeniden yapılanmanın Türkiye’deki pratik yansımaları ele alınmaktadır. Bu bölümde, kentler küreselleşme ile kurdukları ilişkiler üzerinden farklı kategorilere ayrılmakta ve bu kategorilerin kamu yatırımlarından hangi bileşim ve oranlarda pay talep ettikleri varsayımsal olarak ortaya koyulmaktadır. Çalışmanın görgül çözümlemeleri içeren dördüncü bölümünde, 1999-2009 yılları arasında kamu yatırımlarının sektörel ve mekansal dağılımları ve bu dağılımlardaki temel örüntüler detaylı bir biçimde ortaya koyulmaktadır. Çalışmanın sonuç bölümünde ise, kamu yatırımlarına ilişkin sektörel dağılım örüntülerinin kalkınma planlarında ortaya konulan bölgesel gelişme temel stratejileri ile, mekansal örüntülerin ise varsayımsal dağılım beklentileri ile uyumu tartışılmaktadır.
In the last 40 years, there have been significant changes in production systems and accumulation regimes in response to neoliberal policies. This economic context has weakened the nation-state while increasing the importance of the regions. The basic aim of regional planning has also changed from reducing regional disparities to supporting already developed regions to prevent their collapse. However, the problems that stem from regional disparities are reproduced in different ways. The basic tool of the nation-state in eliminating the negative consequences of these issues is public investment and the way in which it is distributed sectorally and spatially. In order to understand the preferences of the nation-state in regional development, this study aims to examine changes in the sectoral and spatial distribution of public investment in Turkey between 1999 and 2009. The first section of the study discusses the economic background, the second part turns to the changing role and meaning of the nation-state and the regions. Thirdly, the consequences of this restructuring processes in Turkey, where Turkish cities are evaluated according to the presumptive qualitative and quantitative distributions of public investment, is examined. The empirical part of the study explores the sectoral and spatial distribution of public investment between 1999 and 2009, and identifies basic patterns within these distributions. The compatibility of sectoral distribution with regional development strategies in development plans and the compatibility of spatial distribution with presumptive distributions are discussed in the conclusion of the study.

4.Regional Income Inequality in Turkey
Alpay FİLİZTEKİN, Murat Alp ÇELİK
Pages 116 - 127
Bu araştırmada Türkiye İstatistik Kurumu’nun 1994 ve 2003 Hane Halkı Gelir ve Tüketim Harcamaları Anketleri verileri kullanılarak Türkiye’deki gelir eşitsizliğinin yapısı bölgesel bir perspektifle keşfedilmeye çalışılmıştır. Bölge düzeyinde, satın alma gücü paritesi, enflasyon, ve eşdeğerlik ölçeği düzeltmeleri yapılmış gelirler için ortalama, ortanca, standart sapma ve Gini katsayıları hesaplanmıştır. Türkiye’de farklı gelir dilimlerine mensup olan nüfusun bölgeler arasında nasıl bir dağılımı olduğu incelenmiştir. Hanelerin gelirleri altı ana gelir türüne ayrıştırılarak bölgelerdeki payları, ve bölgelerin Türkiye geneline olan katkıları sunulmuş, 1994-2003 zaman diliminde diğer ekonomik parametrelerin değişimi ile nasıl bir etkileşim içinde oldukları tartışılmıştır. Eşitsizliğin bölge içi ve bölgeler arası belirleyicilerini anlamak için varyans ayrıştırma analizi ve Pyatt eşitsizlik ayrıştırma analizi teknikleri kullanılmıştır.
This paper investigates income inequality in Turkey from a regional perspective using the Turkish Institute of Statistics’ Household Expenditure and Income Surveys conducted in 1994 and 2003. The average, median and standard deviation of income along Gini coefficients are calculated at the regional level after controlling for purchasing power, regional inflation rates and equivalence scales. The distribution of population based on income groups over regions is analyzed. Differentiating six different major income types, the analysis attempts to understand the relationship between income generating activities and income inequality in specific years and discusses how changing economic conditions are related to the evolution of each income type at regional level. Furthermore, the study investigates within and between income inequality using variance decomposition and Pyatt income inequality decomposition techniques.

5.(Regional) Development Agencies in Turkey Through the Decision of the Constitutional Court
Bilal ŞİNİK
Pages 128 - 136
Türkiye’nin gündemine 2000 sonrası giren (bölge) kalkınma ajansları, gündeme girdiği günden itibaren farklı kesimlerden eleştirilere uğramaktadır. Eleştirilerin en önemlilerinden birisi 5449 sayılı “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun”un Türkiye’nin üniter yapısıyla bağdaşmadığı ve yönetim yapımıza hâkim Anayasal bir ilke olan ‘idarenin bütünlüğü’ ilkesi ile çeliştiği yönündeydi. Nitekim bu nedenlerle ilgili kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine dava açıldı. Ulus-devlet algısındaki değişim ve direnci göstermesi ve kalkınma ajanslarının geleceği açısından çok önemli olan bu davada, Anayasa Mahkemesi 30.11.2007’de kanunun bazı hükümleri hariç, Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verdi. Bu kararla birlikte artık hukuksal olarak yeni kalkınma ajanslarının kurulması ve mevcut ajansların faaliyetlerini devam ettirmesi önündeki engeller kalkmış oldu. Bu çerçevedeki bildiride amaçlanan, ajansların kurulması ve işleyişine yönelik, ihmal edilen yönetsel ve hukuksal boyuta dikkat çekmektir. Bunun yanı sıra, ajansların Türkiye’nin yönetim yapısındaki yeri üzerine bir tartışma geliştirmektir. Bildiride ilk olarak Avrupa Birliği ekseninde 2000 yılından günümüze kalkınma ajanslarının geçirdiği aşamalar anlatılmaktadır. İkinci bölümde ise kalkınma ajanslarına getirilen eleştiriler üzerinde durulmaktadır. Son olarak ise Anayasa Mahkemesinin “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun” un iptali için açılan davada verdiği karar değerlendirilmektedir.
(Regional) Development agencies entered Turkey’s agenda after 2000, and have been criticized by different backgrounds since then. One of the most important criticisms is that “Law on the Establishment, Coordination and Duties of Development Agencies” (The Act No.5449) is incompatible with Turkey’s unitary structure and in contradiction to the ‘integrity of the administration’ that is our dominating constitutional principle. Thus, for these reasons a suit was filed to the Constitutional Court to nullify the law. In this case, which is vitally important in terms of showing the changes and resistance in perception of the nation-state and the future of development agencies, on 30th of November, 2007 the Constitutional Court made a decision to reject the application considering that the law, except for some provisions, is not contrary to the Constitution. Therefore, with this decision the restraints on the legal establishment of new development agencies and the existing agencies to carry on their activities were removed. The aim of this study is to draw attention to neglected administrative and legal dimensions of establishment and operations of agencies as well as to initiate a discussion on the place of agencies in the Turkey’s administrative structure. In the first part of the study, the periods of development agencies in line with the European Union from 2000 to present are described. The second part focuses on the suggested criticism about development agencies. The conclusion part evaluates the decision of Constitutional Court on the suit filed to nullify the “Law on the Establishment and Duties of Development Agencies”.

6.The Regional Competitiveness Analysis in Turkey
Ayşe Nur ALBAYRAK, Gülden ERKUT
Pages 137 - 148
Günümüzde ekonomik yapıda meydana gelen değişimlerle birlikte rekabet gücü yaklaşımı giderek daha fazla önem kazanmıştır. Firmalar kadar kentler ve bölgeler de rekabet güçlerini artırmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Bu süreçte ekonomik yapı kadar kentsel altyapı, sosyal ve kültürel donatılar ve yenilikçilik özellikleri de etkili olmaktadır. Bu nedenle bölgelerin sahip olduğu özelliklere ve bölgeler arası gelişmişlik farklarına göre bölgelerin rekabet düzeyleri değişmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki bölgeler rekabet güçlerine göre sınıflandırılmakta ve belirlenen bölgelerin özellikleri tanımlanmaktadır. Bu amaçla temel bileşen analizi ve hiyerarşik kümeleme analizi kullanılarak geliştirilen bölgesel rekabet gücü endeksi kullanılmıştır. Bu sınıflama bölgelerin kalkınmaya yönelik stratejilerinin belirlenmesinde yararlı olacaktır.
The competitiveness approach has been on the research agenda following the transformation of the global economic structure. Cities and regions are competing with each other as companies do in order to increase their competitiveness. Innovation and, the urban social and cultural infrastructure are influential on this process. In a related context, regions differ in their ability to complete and this is connected to their qualities and the differences in their development levels. In this research paper, first Turkey’s regions are classified according to their competitiveness level and then the characteristics of these regions are defined. To this aim, a regional competitiveness index is used which has been developed using principle component analysis and hierarchical clustering analysis. As a result of this research, five regional competitiveness groups have been determined, based on NUTS II level regions of Turkey. We suggest that regional policies should be developed considering the competitiveness level and global competitiveness of these five groups.

7.Role of Clustering in Economic Growth and Entrepreneurship Activity: The Comparative Study in Case of Bursa and Konya Industrial Clusters
Özer KARAKAYACI
Pages 149 - 159
Girişimcilik ve kümeleşme kavramları son otuz yılda ekonomik coğrafya, bölge bilimi ve sosyoloji yazınında yer alan önemli konulardan biri olmuştur. Girişimcilik, kümeleşme ve ekonomik büyüme gibi kavramlar ekonomik coğrafya, bölge bilimi ve sosyoloji gibi geniş bir yazın içerisinde irdelendiğinde, girişimcilik aktivitelerinin yerel ve bölgesel büyümenin temel unsurlarından biri olduğu ortak noktasında buluşulmaktadır. Girişimcilik aktiviteleri ve davranışlarının, firmaların birbirleriyle coğrafik olarak bütünleşmesi ve belirli bir bölgede kurumsallaşması ve buna bağlı olarak gelişen sosyal atmosferin tanımlandığı kümelenme eğilimlerinin başlangıç noktası olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda, yazında, sanayi kümelerinin sosyal ve ekonomik yönlerinin, girişimcilerin aktiviteleri ve bölgenin ekonomik kalkınmasına olası etkileri üzerine kuramsal açıdan yoğun bir tartışma yer almaktadır. Bu nedenle çalışma, sanayi kümelerinin bölgelerin girişimci aktiviteleri/davranışlarına ve ekonomik büyümeye olası etkileri üzerine odaklanmıştır. Çalışmanın amacı, imalat sanayi açısından kümeleşme eğilimi gösteren bölgelerde ekonomik büyümenin ve girişimci aktivitelerinin belirlenmesinde kümeleşme eğilimlerinin rolünü belirlemektir. Bu bağlamda, imalat sanayi açısından kümeleşme eğilimi yüksek bölgelerde ve kümeleşme eğilimi düşük bölgelerde, ekonomik büyüme ve girişimci aktiviteleri/davranışları üzerine kümeleşmenin etkileri karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Çalışmada iki aşamalı bir yöntem izlenmiştir. Birinci aşamada, imalat sanayi istihdam verileri ve firma sayıları gibi değişkenler ışığında lokasyon analizi yapılmıştır. Lokasyon analizi sonucunda, imalat sanayi açısından illerin yoğunlaşma düzeyi belirlenmiştir. İkinci aşamada ise, lokasyon analiz sonucunda elde edilen veriler ışığında imalat sanayi açısından yoğunlaşma katsayısı yüksek bir bölgede ve yoğunlaşma katsayısı düşük bir bölgede, alan çalışması ve ikincil kaynaklardan elde edilen veriler ışığında, sanayi kümelerinin ekonomik büyüme ve girişimci aktiviteleri/davranışları üzerindeki etkileri istatistikî olarak analiz edilmiştir. Çalışmanın temel sorunsalı, imalat sanayi açısında kümeleşme eğilimi gösteren bölgeler, kümeleşme eğilimi göstermeyen bölgelerden daha fazla ekonomik büyüme ve girişimcilik aktivitelerine katkıda bulunmakta mıdır?
The academic discourse in economic geography, regional science, and economic sociology has been characterized over the last three decade by two key concepts: entrepreneurship as the creation of new organizations and clusters as a source of competitiveness and cooperation. The literature is a matter of opinion that entrepreneurship activity is one key element of local and regional development when concepts such as entrepreneurship, clustering and economic growth are concerned essentially with an extensive literature of on the subject such as economic geography, regional science and sociology. Entrepreneurial activities and behaviors are considered to be the starting point clustering tendencies describing as social atmosphere due to geographically concentration and institutionalization to particular region of firms. In this context, possible effects for entrepreneurs activity and regional economic development of industrial clusters’ social and economic aspects have been been an intense debate on the theoretical aspects. For this reason, the study has been focused on the possible effects of economic growth and entrepreneurs’ activity/behavior in industrial clusters. The aim of the study, regions clustering in terms of the manufacturing industry has determine the role of clustering being possible effects of economic growth and entrepreneurs activity/behavior. In this context, regions clustered and clustering in terms of the manufacturing industry have been comparatively analyzed possible effects clustering on economic growth and entrepreneurs’ activity/behavior. The study followed a two-stage method. The first stage, location quotient are analyzed in the light of variables such as firm size data and number of firm. After location quotient had been completed, the concentration level of regions in terms of manufacturing industry was determined. The second stage, industrial clusters impacted on economic growth and entrepreneur activity/behavior have been analyzed as a statistical in light of the data obtained from field work and secondary sources in clustered and clustering regions in terms of the manufacturing industry. This study attempt to explain whether the regions displaying the clustering tendencies in manufacturing are more prosperous than the regions where the manufacturing firms are geographically dispersed.



© 2024 Yıldız Teknik Üniversitesİ Mimarlık Fakültesİ



LookUs & Online Makale